Gıda güvenliği, çoğu zaman sofraya gelene kadar görünmeyen ama sağlığımız üzerinde hayati etkiler yaratan bir süreçtir. Bu sürecin temel taşı ise hijyendir. Hijyen yalnızca temiz görünen bir mutfakla sınırlı değildir; doğru eller, doğru yüzeyler ve doğru sıcaklıklarla buluşan gıdaların hikayesidir.
Bir gıda hijyen uzmanı olarak, yıllardır karşılaştığım en yaygın sorunlardan biri, hijyenin yalnızca büyük işletmelerin sorumluluğu sanılmasıdır. Oysa hijyen; evimizde, market alışverişimizde, hatta çocuklarımıza öğrettiğimiz yemek hazırlama alışkanlıklarında başlar.

Peki hijyen neden bu kadar önemli?
Çünkü gıdalar, doğru koşullarda saklanmadığında ve hazırlanmadığında; bakteriler, küfler, virüsler ve hatta kimyasallar için ideal bir taşıyıcıya dönüşebilir. Bu da sadece mide rahatsızlıklarına değil, ciddi gıda zehirlenmelerine ve kalıcı sağlık sorunlarına yol açabilir.
Basit ama etkili birkaç hijyen kuralı:
- Ellerinizi yemek hazırlamadan önce ve sonra mutlaka yıkayın.
- Çiğ et, tavuk ve balıkla temas eden kesme tahtalarını asla diğer yiyeceklerle paylaşmayın.
- Gıdaları uygun sıcaklıkta pişirin ve saklayın.
- Son kullanma tarihlerini değil, ürünün saklama koşullarını da dikkate alın.
- Mutfakta görünmeyen düşmanlar için düzenli dezenfeksiyon uygulayın.
Unutmayalım, hijyen bir alışkanlıktır. Bu alışkanlık sadece sağlığımızı değil, geleceğimizi de korur.
“Hijyen Kültürü: Gıda Üretiminde Sürdürülebilir Güvenliğin Temeli”
Gıda üretiminde kalite, sadece hammaddeden veya üretim reçetesinden ibaret değildir. Üretimin her aşamasına entegre edilmiş bir hijyen kültürü, güvenli ve sürdürülebilir bir sistemin en kritik unsurudur.
Gıda üretim işletmelerinde hijyenin sağlanması; ürün kalitesinden önce tüketici sağlığının korunması, ardından da yasal sorumlulukların yerine getirilmesi anlamına gelir. Ancak ne yazık ki bazı işletmelerde hijyen hâlâ sadece denetim günlerinde hatırlanan bir kontrol başlığı olarak görülüyor.
Oysa hijyen, bir prosedür değil bir kurumsal davranış biçimi olmalıdır.
İyi bir hijyen uygulaması için temel başlıklar şunlardır:
- Personel Hijyeni:
Eğitimli personel, hijyen zincirinin ilk halkasıdır. Düzenli eğitimler, kişisel temizlik, koruyucu ekipman kullanımı ve farkındalık, işletmenin hijyen seviyesini doğrudan etkiler. - Alan ve Ekipman Hijyeni:
Temizlik ve dezenfeksiyon planları yazılı ve uygulamaya dönük olmalıdır. Gıda ile temas eden yüzeylerde CIP (Clean-in-Place) veya manuel sistemlerin etkin kullanımı sağlanmalıdır. - Ham Madde Kontrolü:
Hijyen, üretimin başlamasından önce başlar. Alınan her hammadde, mikrobiyolojik ve kimyasal riskler açısından analiz edilmeli, onaylı tedarikçilerle çalışılmalıdır. - Zonlama ve Çapraz Bulaşma Önlemleri:
Üretim alanlarında temiz-kirli alan ayrımı, ekipman ve personel akışının kontrollü şekilde sağlanması, kontaminasyon riskini minimize eder.