Kadın çiftçiler, tarım sektöründe başarı hikayeleri yazmaya devam ediyor. Bu başarılı kadınlardan biri de Düzce’de devlet desteğiyle sera kuran Arzu Çalışkan. Dört çocuk annesi olan Çalışkan, serasında babaannesinden aldığı ata tohumlarıyla sebze yetiştiriyor. Sebzelerin yanı sıra çilek de yetiştiren kadın çiftçi, tüm kadınların desteklerle üretime başlayabileceğini belirtiyor.
Arzu Çalışkan’ın hikayesi, kadınların tarım sektöründe nasıl fark yaratabileceğini ve devlet desteklerinin bu süreçte ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Kadın çiftçiler, ata tohumlarını kullanarak hem geleneksel tarımı yaşatıyor hem de sürdürülebilir tarım uygulamalarını teşvik ediyor. Çalışkan, bu sayede hem ailesine ekonomik destek sağlıyor hem de yerel tarımsal üretime katkıda bulunuyor.
Kadınların tarımda daha fazla yer alması, sektörde çeşitliliği ve yenilikçiliği artırırken, kırsal kalkınmayı da destekliyor. Arzu Çalışkan gibi kadınlar, kendi hikayeleriyle diğer kadınlara ilham kaynağı oluyor ve tarım sektöründe kadınların gücünü ve potansiyelini gözler önüne seriyor.
Ata Tohumlarından Fidelerini Yetiştiriyor, Devlet Desteği ile Kurduğu Serada Sebze Üretimi Yapıyor
Düzce’de devlet desteğiyle kurduğu seralarda babaannesinden aldığı ata tohumlarıyla sebze üreten Arzu Çalışkan, çocuklarıyla beraber ilgilendiği bahçesinden elde ettiği gelirle aile bütçesine katkı sağlıyor.
Beyköy beldesine bağlı, 1100 rakımlı Çınardüzü köyünde yaşayan dört çocuk annesi Çalışkan, 2016 yılında düzenlenen “Kadın Çiftçiler Yarışıyor” etkinliğinde il genelinde dördüncü kadın çiftçi seçildi. Yarışmada birinciliği kaçırmasına üzülen Çalışkan, daha iyi ürünler elde etmek amacıyla Bolu’nun Mudurnu ilçesindeki babaannesinden aldığı ata tohumlarını ekse de, yüksek rakımlı köyünde kış aylarının çetin geçmesi nedeniyle başarılı olamadı.
Çalışkan, ata tohumlarıyla sebze üretimi yapmak için Tarım ve Orman Bakanlığı’nın “Genç Çiftçi Projesi”nden yedi yıl önce aldığı 30 bin lira destekle toplam 600 metrekarelik iki serada domates, biber, patlıcan, maydanoz, fasulye, marul, ıspanak ve diğer sebzelerin üretimine başladı.
“Ata Tohumundan Fidelerimi Kendim Yetiştiriyorum”
Sebze yetiştirme merakının babaannesinden geldiğini anlatan Çalışkan, dışarıdan aldığı fidelerin babaannesinin yetiştirdiklerinden farklı olduğu için lezzet alamadığını belirterek, “Merakla bahçemizde ufak çaplı sebze yetiştirmeye başladım. Köyde gelir elde etmek için de ‘Neden kazanmayalım’ dedik. Bu şekilde işe başladık.” dedi.
Katıldığı yarışmada birinci seçilememesinin yaptığı işi geliştirmesinde önemli bir etkisi olduğunu vurgulayan Çalışkan, şu anda iki serası olduğunu, bölge çok kar aldığı için ilk dönemlerde yetiştirdiği çilek için iklimin uygun olmadığını gördüğünü aktardı. “Sebzecilik ile devam ettim. Bu yıl çilek yerlerine biber diktim, onlar da çok güzel oldu. Biberin, domatesin birçok çeşidini yetiştiriyorum. Tohumlarım ata tohumu ve fidelerimi kendim yetiştiriyorum. Dışarıdan fide almıyorum.” şeklinde konuştu.
Toprakla ilgilenmenin insanın enerjisini atmasını sağladığını, bu nedenle işini severek yaptığını dile getiren Çalışkan, “Ben çok severek yapıyorum. Çocuklarla yorulunca seraya, burada yorulunca çocukların yanına, bazen de çocuklarımla çalışıyorum.” diye konuştu.
Kadınların devlet desteği almadan kendi imkânlarıyla bir şeyler yapmalarının çok zor olduğunu ifade eden Çalışkan, “Ben burada devlet desteği olmasaydı serayı yapamazdım. Kendi imkânlarımla imkânsızdı. Ama devletimizin bana verdiği seralarla çok iyi işler yapıyor, güzel ürünler elde ediyorum. Kadın isterse yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Bir de insan sevdiği işi yapmalı. Seviyorsa bütün zorluklarına katlanıyor. Üretmek çok güzel.” diyerek konuşmasını tamamladı.
Kaynak: www.tarimtv.gov.tr
