Örümcek kolonileri, tarımı yapılan bitkileri zararlılardan korumak amacıyla çevreye zarar vermeyen bir yöntem olarak kullanılabilir. Portsmouth Üniversitesi’nin gerçekleştirdiği yeni bir araştırmaya göre, ağ ören örümcek kolonileri, domates ve patates gibi küresel ölçekte ticari değeri olan ürünlere zarar veren bir güveyi tüketebilmektedir.
Domates yaprak güvesi Tuta absoluta, insanlara ve çevreye zarar veren kimyasal pestisitlere karşı direnç kazandığından, istilalarla başa çıkmak için örümcekler gibi doğal düşmanların kullanılması gibi alternatif yaklaşımlar gerekmektedir.
Araştırmacılar, tropikal çadır ağları ören örümcekler Cyrtophora citricola’nın zararlı yönetiminde kullanılabilirliğini incelemiştir. Bu örümcekler gruplar halinde yaşamakta, birbirlerini yememekte ve avlarını yakalamak için büyük ağlar örmektedirler.

Laboratuvar koşullarında, farklı boyutlardaki çeşitli av türleri (küçük domates yaprak böceği, meyve sinekleri (Drosophila hydei) ve daha büyük kara asker sinekleri (Hermetia illucens)) örümcek kolonilerine tanıtılmıştır. Araştırmacılar, daha büyük örümceklerin daha geniş ağlar kurduğunu ve genellikle daha fazla av yakaladığını, domates yaprak böceği ve meyve sineklerini kolaylıkla yakalayıp yediklerini, ancak daha büyük kara asker sineklerinin nadiren yakalandığını belirlemiştir.
Portsmouth Üniversitesi Biyolojik Bilimler Fakültesi Zooloji Bölümü’nde Kıdemli Öğretim Görevlisi ve çalışmanın baş yazarı Dr. Lena Grinsted şu ifadeleri kullanıyor: “Bulgularımız, tropikal çadır ağları ören örümceklerin, en azından orta boyutlara ulaştıktan sonra, uçan böcek zararlılarına karşı etkili bir biyolojik kontrol ajanı olma potansiyeline sahip olduğunu göstermektedir. Gruplar halinde yaşama yetenekleri nedeniyle, bu örümcekler biyolojik kontrol amacıyla kullanılan saldırgan, yalnız yaşayan ve birbirini yiyen örümceklere kıyasla daha uygun bir seçenek olabilirler. Birbirine bağlı yüzlerce, hatta binlerce ağdan oluşan koloniler kurabilen bu örümcekler, havadaki böceklerin çoğunu yakalayabilecek geniş yüzey alanlarına sahip ağlar örebilirler. Ayrıca, örümcek kolonileri diğer örümcek türleri için de bir alt tabaka oluşturarak avcı sayısını ve kolonilerdeki zararlı böcek yakalama kapasitesini potansiyel olarak artırmaktadır.”
Aşırı insan nüfusu ve fosil yakıt kullanımına bağlı iklim değişikliği, domates yaprak güvesi gibi tarım ürünlerine zarar veren istilacı türlerin yaşanabilir alanlarını genişleterek yayılmalarını kolaylaştırmaktadır.
Tropikal çadır ağları ören örümcekler dünya genelinde koloniler halinde bulunmakta ve küresel yayılım alanları, çevre sağlığı ve ekonomik istikrarın bu sürdürülebilir tarım yaklaşımından büyük fayda sağlayabileceği Akdeniz Avrupa’sı, Afrika, Asya ve Orta Doğu gibi güve istilası olan bölgelerle örtüşmektedir. Ayrıca, bu örümcekler bu bölgelerde zaten bulunduğundan, zararlı kontrolü için örümceklerin girişinin yerel biyoçeşitliliğe önemli bir zarar vermesi de olası değildir.
Araştırmacılar ayrıca Güney İspanya’da ağ boyutlarındaki mevsimsel değişimleri incelemiş ve zararlı kontrolünün en etkili olduğu dönemin domates ekim ve büyüme mevsimi olan Mayıs ve Haziran ayları olduğunu tespit etmişlerdir.
Ancak araştırmacılar, bölgede bulunan ve larvaları örümcek yumurtalarını yiyen bir yaban arısı türünün (Philolema palanichamyi) örümcek kolonisine zarar verebileceğini de keşfetmişlerdir. Araştırmacılar, örümcek yumurta keselerinin yaklaşık yarısının enfekte olduğunu ve hayatta kalan örümcek yavrusu olmadığını tespit etmiştir.
Dr. Grinsted şu eklemelerde bulunuyor: “Yaban arısı enfeksiyonları kontrol altına alınırsa, bu örümcekler entegre bir zararlı yönetim sisteminin önemli bir parçası olabilir. Bu da potansiyel olarak kimyasal pestisitlere bağımlılığı azaltarak gelecekte toprak, su yolları ve gıda zincirlerindeki kirleticilerin azalmasını sağlayabilir. Örümceklerin arıları ve diğer önemli tozlayıcıları yakalayıp beslenerek ürün tozlaşmasını olumsuz etkileyip etkilemeyeceğini araştırmak için gelecekteki çalışmalara ihtiyaç var.”
Insects dergisinde yayınlanan çalışmada Portsmouth ve Nottingham üniversiteleri ile İsrail’deki Negev Ben-Gurion Üniversitesi’nden araştırmacılar yer almaktadır.
Kaynak: www.growtech.com.tr