Dr. Samim Saner: “Gıda Dezenformasyonuna Karşı Akademisyenlerin Dijital Mecralarda Daha Aktif Olması Şart”
TÜGİS’in düzenlediği “Gıda Güvenliği: Bir Tehdit mi Yoksa Fırsat mı?” başlıklı web seminerinde konuşan Gıda Güvenliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Dr. Samim Saner, gıda güvenliğinin bir belge değil, bir kurum kültürü olması gerektiğini vurguladı.
Saner, gıda dezenformasyonuyla mücadelede akademisyenlerin dijital mecralarda daha görünür olması gerektiğini belirterek, “İki dakikalık bir video veya birkaç sosyal medya paylaşımı bile yanlış bilgileri bertaraf etmekte etkili olabilir,” dedi.
“Gıda Güvenliği Kültür Olmalı”
Dr. Saner, gıda güvenliğini sadece prosedürlerle sınırlı bir belge olarak görmek yerine, şirket kültürünün bir parçası haline getirilmesi gerektiğini savundu:
“Gıda güvenliği, sadece duvara asılan bir sertifika değil, üretimden yönetime kadar tüm çalışanların benimsediği bir bilinç olmalı.”
Saner ayrıca, pek çok işletmenin sadece mevzuatı yerine getirme amacıyla hareket ettiğini, ancak bu yaklaşımın kalıcı güvenlik sağlamadığını vurguladı.
“Güvenilir Gıda, Güvenilir İşletmede Üretilir”
Tüketici davranışlarının değiştiğine dikkat çeken Saner, artık insanların ürün etiketlerini saniyeler içinde sorguladığını belirtti.
“Gıdanın tarladan sofraya yolculuğu dijital olarak izlenebilir olmalı. Şeffaflık ve izlenebilirlik, uluslararası güvenin temelidir,” dedi.
“Türkiye’nin Mevzuat Altyapısı Güçlü, Uygulama Zayıf”
Saner, Türkiye’nin Avrupa Birliği uyumlu mevzuat altyapısına sahip olduğunu, ancak gıda güvenliği uygulamalarında hâlâ zayıf halkalar bulunduğunu dile getirdi:
“Laboratuvar altyapımız ve analiz kapasitemiz iyi seviyede. Ancak gıda güvenliği kültürü ve gıda okuryazarlığı eksik.”
“Hileli Ürünler, Hem İç Pazarı Hem de İhracatı Tehdit Ediyor”
Saner, “light” olmayan ürüne “light”, vegan olmayan ürüne “vegan”, glütenli ürüne “glütensiz” etiketlerinin basılmasının da gıda hilesi kapsamına girdiğini söyledi.
“Bu tür yanıltıcı etiketlemeler, hem tüketiciyi kandırıyor hem de Türk malı imajını zedeliyor. Küresel rakiplerimiz bu zayıflıkları fırsata çevirebilir.”
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın taklit-tağşiş listelerine yönelik algıyı yönetme ihtiyacına da değinen Saner, istatistiksel açıklamalarla kamuoyunun daha sağlıklı bilgilendirilebileceğini ifade etti.
“İklim Krizi Pestisit Kullanımını Artırıyor”
İklim değişikliğiyle birlikte ürün zararlılarının yaşam döngülerinin uzadığına dikkat çeken Saner, bu durumun pestisit ihtiyacını artırdığını belirtti.
“Pestisit kullanımındaki artış, gıda güvenliği riskini beraberinde getiriyor. Bu nedenle gıda toksikolojisine daha fazla önem verilmeli.”
Akademiye Çağrı: “Toplumu Bilinçlendirme Göreviniz Var”
Saner, gıda mühendisliği, ziraat, veterinerlik ve eğitim alanındaki akademisyenlerin, bilimsel verileri halkın anlayabileceği dile çevirerek sosyal medyada daha etkin olmaları gerektiğini vurguladı.
“Dezenformasyonla mücadelede üniversiteler ve bilim insanları daha fazla sorumluluk üstlenmeli.”